Bu ne rahatlık, bu ne vurdumduymazlık gerçekten anlamak çok zor… Ne oldu sosyal mesafeye? Hiç kimsenin umurunda değil salgın falan… Kurallar gevşetildi virüste  yayılmaya hızla deva ediyor…

Hani plajlarda şezlonglar mesafeli olacaktı? Bir gelin Ayışığı plajlarını görün! Lara plajları, Konyaaltı plajları felaket… İnsanlar iç içe maske yok bazı işletmeler kapıda ateş ölçüyor da bu yeterli mi? İçeride herkes kaynaşmış şekilde oturuyor ve kimse müdahale etmiyor…

Kim denetleyecek bu gidişi bilmiyorum… Polis motorla geziyor mekanlarda oturuyor onlarda da maske yok…

Gece 00.00 dan sonra canlı müzik bitmiş olsa da eller havaya geç saatlere kadar devam ediyor…

O zaman gece kulüpleri neden açılmıyor?  Herşey bu kadar normal ise neden hala 65 yaş ve üstü kısıtlı…

Bir şey daha merakımda, gelen turist 65 yaş ve üstü ise belirli saatten sonra sokağa çıkamayacak mı? Çıkacak ise bizim halkımız neden çıkamıyor?

O kadar çok soru var ki karşılığı olmayan… Şeker Bayramında kısıtlama vardı Kurbanda neden bu uygulama yok… Sizce bu ziyaretlerde sarılma el öpme olmayacak mı? Eminim olacak kimsenin hiç bir şey umurunda değil. Allah sonumuzu hayır etsin…

                                  ……….       ………..       ……….   

Bir varmış Bir yokmuş derken hayatımızdan unutamayacağımız bir Huysuz Virjin geçmiş derin izler bırakarak

Bir tarafı şuh, huysuz, fettan, cilveli, hazırcevap bir kadın, diğer tarafı ise asil bir beyefendi… Bu iki karakterle yaşamasını bilen sevgili Huysuz Virjin yani Seyfi Dursunoğlu’nu kaybetmiş olmanın şokunu yaşıyorum…

Bazı insanlar sanki hiç ölmemeliymiş yada onlar ölmeyeceklermiş gibi düşünürüz ya  işte sevgili Huysuz da benim için öyleydi…

Öyle çok anım varki onunla… Sadece benim mi? Gazino camiasında olan herkesin Huysuz Virjin’le mutlaka anısı vardır… Seyfi Dursunoğlu kimliğinde ki eğitime verdiği değer herkese örnek olacak nitelikte…

Argo ile kültürü birbirine karıştırmadan hayatını yaşayan, edindiği varlığını kuruşuna kadar eğitime bağışlayan bu koca yürekli adamı unutmamız mümkün olur mu? Asla….

Yaptığı esprilerle yüzümüzde bıraktığı tebessümler için binlerce teşekkürler huysuz kadın, tatlı adam… Evet seni son senelerde üzdüler, ekranlardan uzaklaştırdılar sen bunlara olan kırgınlığını bile dile getirirken ne kadar naiftin. Gözlerindeki hüzünü görmezden gelenler şimdi utandı mı bilmem ama seni Türk halkı çok sevdi… İnan ki sevenin sevmeyeninden çok.

Hayatımıza renk getirdin bugün bir çok yayın organı senin reklam filmlerini yayınlıyor ne üzücü… Keşke hayattayken bunları yayınlayıp seni mutlu etselerdi…

Zennelik Osmanlıdan beri süre gelen bir sanat eskiden gösterilen hoş görü günümüzde yasaklarla engellendi üzgünüm…

Daldım hayallere, gittim çok eskilere, Sıraselviler Klüp 12 sahnesine ve sen Katina’nın elinde makası kesemez ah kesemez….sonrasında castırı castırı caaaassss…

Seninle anılarımda gitti be Huysuz… Bedenini kadavra olarak bağışlamış olduğunu bir röportajında söylemiştin yazılı olmadığı için kabul görmemiş ve seni bu gün son yolculuğuna dostların uğurlamışlar…  Yolun ışıklarla dolsun oradaki dostlara selamlar olsun… Güle güle koca yürekli hem kadın hem de adamın hası gidişin aslında  çok şey öğretti ama anlayana…