Haftaya güzel dileklerimle başlamak istiyorum. Ama ne yazık ki içimizdeki sıkışmışlık güzel dileklerin bile önüne geçiyor. Ülkem gerçekten zor günlerden geçiyor, dolar ve euro’nun hızla yükselişi, fren tutmaz olmuş, enflasyon ise neredeyse günlük yaşantımızı rehin almış durumda… Ve emeklinin hali, geçinemiyor… Gençler umutsuz ve mutsuz, orta yaşlılar ise hem kendilerini, hem çocuklarını, hem de yaşlanan ebeveynlerini sırtlamaya çalışıyor.
Bir de belediyelerin yolsuzluk söylemleri, tutuklamalar velhasıl bir huzursuzluk… Kim ne haksızlık yaptıysa inanın yargılanmasından yanayım ama bu herkes için aynı şekilde uygulanmalı… Varsa bir yolsuzluk tabi ki üzerine gidilecek ama birine göz yumup ötekini cezalandırmak olmaz... ‘’Artık hiçbir kuruma güvenimiz kalmadı’’ diyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Ne yazık ki temiz kalmaya çalışanlar bile bu karmaşanın içinde kayboluyor. Kimin gerçekten suçlu, kimin hedefte olduğu belli değil. Kurgular, montajlar, gerçekler birbirine karıştı.
Sosyal medyada herkes her şeyi biliyor, ama kimse hiçbir şeyden emin değil. Her sabah bir başka skandalla güne başlıyoruz ve bu karmaşanın içinde sokaktaki vatandaşın sesi duyulmuyor. Emeklinin geçim derdi, öğrencinin yurt problemi, işsizin umutsuzluğu ikinci plana itiliyor.
Resmen yaşam savaşı veriyoruz. 500 TL’ye kirazın olduğu, kiraların yüzde 47 olduğu bir ülkede emekliye yapılan 2000 TL zam ki oda tam 2000 değil, kime neye yetecek vallahi bilmiyorum? Sayın Maliye Bakanı bu fiyatların farkında mısınız acaba? Allah daha çok versin, sizlerin bir sorunu yok ta sokak kan ağlıyor. Biraz duyarlılık lütfen. Yoksa ülke tümden ölmüş durumda olacak sizler hariç…
Yine de…
İçimde bir yerlerde hala umut kırıntıları taşıyorum, belki bir şeyler değişir, belki bir sabah gerçekten daha huzurlu, daha adil, daha yaşanabilir Türkiye’ye uyanırız…
Yeni bir haftaya başlarken herkese sabır, sağlık ve dayanma gücü diliyorum. Çünkü görünen o ki bu yaz uzun geçecek. Hem havalar açısından hem de ülke gündemi açısından…
Çözüm süreci başladı, Kürt sorunu dense de ben bu yaşıma geldim Kürt, Türk, Çerkez, Laz ayrımı bilmedim. Etnik kökenler mutlaka ki var ama hepimiz vatan için kanını son damlasına kadar akıtmaktan çekinmeyen bir milletiz. Yani tek bayrağımız var. Şanlı ay yıldızlı Türk Bayrağı.
Dış güçler, dünya politikası ne yazık ki bizleri birbirine düşürdü. Bırakın bizleri, dünya düzenini bile bozdu… Savaşlar oluyor, masum insanlar, çocuklar ölüyor, şehitler veriliyor sonra büyükler masa başında bir şekilde anlaşıyor. Giden gittiğiyle kalıyor, aileler dağılıyor anaların yürekleri yanıyor… Neden, niçin akıl ermiyor? Diliyorum, inanmak istiyorum: Artık silahlar sussun, kavgasız barış içinde yaşanan bir dünya olsun. Gerçi orta doğu projesi ve siyaset varken sorun nasıl çözülür bilemedim?
Bir de tam ‘’hadi oldu’’ derken, silah bırakan gurubun sözcüsü Behzat Çarçela ‘’Kürt halkına yeniden saldırı olursa, APO’nun fiziki özgürlüğü sağlanamazsa, yasal düzenlemeler yapılmaz ve cezaevindeki politik tutsaklar özgür bırakılmazsa, yeni kriz noktaları oluşur, doğal olarak silahta bir araç olarak güncelliğini korur’’ demiş. Pekiiii o kadar şehidin hakları ne olacak? Onların anaları haklarını helal ettiler mi? Hayır… Bu açıklamadan sonra gel de samimiyete inan… Hadi hayırlısı bakalım…
Dedim ya suç ve ceza herkese eşit olmalı… Yeliz hesabı ile son günlerde gündem olan AKP li Ahmet Hamdi Çamlı’nın Cumhuriyet için ‘’Kanlı 1923 darbesi ‘’ sözü Türk halkının tepkisine yol açtı… Diplomasını bile internetten parayla aldığı söylenen, bu kişinin bu kişisel düşüncesi için kendisine bir yaptırım uygulandı mı acaba meraktayım... Düşünce suçu ile içeride olan insanları düşündüm bir an… Cumhuriyet olmasa idi sen bu şekilde konuşabilir miydin acaba fazla da bir şey söylemeyeceğim. Sadece zavallı diyorum. Yazık bu ülkenin nimetlerinden faydalanıyor ya ona üzülüyorum… Neymiş 1923 darbesi ile hesaplaşmadan ve helalleşmeden, yeni terörsüz büyük devlet yolunda ilerleyemezmişiz! Bir düdük çalıp yeni onurlu ve beyaz bir sayfa açmalıymışız… Hadi be yürü git. Biz millet olarak ne kanlar akıtarak, ne şehitler vererek o beyaz sayfayı 1923 te açtık, Türkiye bir Cumhuriyet’tir ve ilelebet yaşayacaktır, bu böyle biline…
Unutulmamalı ki;
‘’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ diyerek yaşattığınız yılanların sonraki hedefi siz olursunuz’’
Aziz Nesin
Ne güzel demiş Yusuf Akçura;
Eğer Cumhuriyet Orta çağ güçlerinin kökünü kazımazsa, Ortaçağ güçleri ilk fırsatta emperyalizme dayanarak Cumhuriyet ile hesaplaşacaktır…
![]() ![]() |
![]() |
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |