Selfie uğruna can verdiler
Selfie uğruna can verdiler
TUSAŞ'a saldıran teröristin ağabeyi işten çıkarıldı
TUSAŞ'a saldıran teröristin ağabeyi işten çıkarıldı
Antalya'da taşımacılardan 'C plaka' tepkisi
Antalya'da taşımacılardan 'C plaka' tepkisi
Antalyalı Yörükler bir araya geldi
Antalyalı Yörükler bir araya geldi
13 Temmuz 2012 Cuma - 14:22

Yeryüzü Cenneti: Antalya

Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’la birlikteyiz… Antalya’nın huzuru yüzüne yansımış… Her zamanki gibi gözleri gülüyor. Neden gülmesin ki… Çalışkan, başarılı ve sorunsuz bir kenti kendisine ilke edinmiş biri…

Yeryüzü Cenneti: Antalya
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

 Antalya’ya geldiği günden beri görüşmediği kimse kalmamış. Sivil toplum örgütleri ve kamu yöneticileriyle sürekli diyalog halinde… Kapısı herkese açık... Kendisine gelemeyene o gidiyor. Bir bakıyorsunuz, altından Manavgat Irmağı geçen köprünün üzerinde o var… Vatandaşla tokalaşıyor, halk hatır soruyor, sorun çözüyor. Açılışlara gidiyor, gönül kırmıyor. Her kesimle yan yana, kol kola… Antalya’nın ana omurgası turizm ve tarım… Her iki konuda da derin bilgi sahibi… Turizmcilerle yakın temasta, tarım ve iş dünyası ile sürekli iletişimde… Antalya için bir adım atana o iki adım gidiyor. EXPO 2016’de büyük emeği var. Küçük hedefleri büyütüyor, Antalya’ya yakışanı yapıyor. Yeniliklere açık… Ve biz de ona ‘yolun açık olsun sayın valim’ deyip röportaja geçiyoruz.
 
 
Sayın valim Akdeniz çok sıcak günler yaşıyor. Havada oldukça nem oranı da fazla nasıl gidiyor sizin bu değerlendirmeniz?
Sıcak aslında geç geldi Antalya’ya biliyorsunuz. Zira turizm bölgesi olunca sıcakların Mayıs ayı itibariyle başlaması turistlerin hızlı bir şekilde ilimize akın etmesini bekliyorduk. Ama tabii ki artık eskisi gibi değil, turistler iklimi orada da yakından takip ediyorlar. Havalar orada da soğuk denildiği zaman bir bakıyorsunuz bir anda talep düşmesi yaşayabiliyorsunuz. Ya da iyi gidiyor deniyorsa bir anda talep artışı yaşayabiliyorsunuz. Dolayısı ile biz gelmesinden memnunuz. Nem de Antalya için farklı bir şans… Zira nem olduğu zaman yangınlarımız da daha az olur.
 
“Turizm bir barış projesidir. Dolayısıyla bunlarda barışın olduğu yerde, huzurun olduğu yerde bulunmak isterler. Bizler de gideceğimiz zaman elbette ki barışın, huzurun hâkim olduğu bölgeleri görmek isteriz.”
 
Bir kere ben sizin başkanlığınızda çok güzel bir şehirde yaşıyoruz. Huzur var, mutluluk var Allah korusun nazarlardan inşallah. Antalya’ya baktığımız zaman dünyanın birçok ülkesinden yabancı konuklarımız geliyor. Huzur buluyor. Güven buluyor. Siz gelen konuklarımızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Turizm bir barış projesidir. Dolayısıyla bunlarda barışın olduğu yerde, huzurun olduğu yerde bulunmak isterler. Bizler de gideceğimiz zaman elbette ki barışın, huzurun hâkim olduğu bölgeleri görmek isteriz. Öncelikle her ne kadar merakımız fazla olsa bile. Bu çerçevede Antalya, hem gelen misafirlerine sunmuş olduğu imkânlar, hem de kumu güneşi denizi ve benzerinin ötesinde kültürel anlamda sunmuş oldukları ile birlikte ve de dünyanın dört bir yanından iki yüze yakın ayrı ülkeden insan geliyor. Dolayısıyla bu otomatik olarak adeta bir kartopu gibi, gelecek yıllara yönelik olarak insanları cezp ediyor. Kulaktan kulağa gidilen yerde yaşamış oldukları rahat, huzur, almış hizmet kalitesi, servis kalitesi otomatik olarak bunların dediğim gibi kulaktan kuşağa davet ediyor ve bu artışı sağlıyor.
 
Efendim turist ziyaretçilerle konuştuğum zaman umduklarını bulamadıklarını söylüyorlar. Bazen onlara takılıyorum çok mu beklentiniz vardı da böyle oldu? Asında biz baktığımız zaman beş dakikada onlarca uçak iniyor kalkıyor gökyüzünden biz takip ediyoruz aslında
Bir günde, mesela geçen sene pik sezonda 900 uçak indi kalktı. Bu inanılmaz bir rakam. Siz de biliyorsunuz ki Antalya dünyada, 4 sırada. Singapur’u çıkarttığınız zaman, 3. Sırada en yüksek sayıda turist kabul eden ildir. Şimdi bu çerçevede düşündüğünüz zaman turizmciler memnun mu, değil mi? Bizim gelenden memnun olmamız lazım. Ama gelenin bırakmış olduğu kar veya gelir anlamında bundan memnun muyuz? Elbette ki değiliz. Niye değiliz? Dünya, yani bizim rakibimiz olabilecek İspanya gibi, İtalya gibi ülkeler bin dolar civarında ve bunun üstünde bir gelir elde ediyorsa, bakıyorsunuz kabul etmiş olduğu turist sayısının üzerinde bir gelir elde ediyorlar. Bizim gelirimize baktığımız zaman bin dolar anlamında bizimki her halükarda 30 milyon turist kabul ediyorsak, 30 milyonun altında bir milyar dolarlık bir gelir alıyoruz. Dolayısıyla bizim bu rakamı biraz daha yükseltmeye çalışmamız doğal. Ancak bundan turizmciler tam memnun olur mu, olmaz mı? Bunu memnun olsak da olmasak da yürütmemiz lazım. Bu kadar büyük yatırımların olduğu, bu kadar her şeyin turizme bağlı olduğu bir yerde mutlaka bunun sürdürülebilirliğini aramamız lazım. Yeni arayışların içinde olmamız lazım, yeni ürünler sunmaya çalışmamız lazım, çeşitlendirmemiz lazım, yaymamız lazım ve bir şekilde bunu bu memnuniyetsizliğimiz olsa bile ki, ben çok olduğunu zannetmiyorum, devam ettirmemiz lazım diye düşünüyorum.
 
“Bölgemiz bana göre temel turizmin en şanslı bölgelerden bir tanesi. Bir defa 12 ay turizm yapma şansınız var. Bu 12 ayın içinde bir taraftan denize girebilirken, bir taraftan yukarı çıkıp Saklıkent’te kayak yapma şansınız var.”
 
Sayın Valim deniz, kum, güneş tabii ki çok güzel coğrafya açısından ama ben her zaman bir turizm yıllardır yaptığım turizm programına baktığım zaman alternatif turizm de devreye mutlaka girmesinden yanayım. Kültürümüzü ve geleneklerimizi yansıtan, bunu mutlaka turistler de arıyor. Özellikle ülkemizde sıcak bakılıyor mu?
Bölgemiz bana göre temel turizmin en şanslı bölgelerden bir tanesi. Bir defa 12 ay turizm yapma şansınız var. Bu 12 ayın içinde bir taraftan denize girebilirken, bir taraftan yukarı çıkıp Saklıkent’te kayak yapma şansınız var. Hemen Isparta’ya gidip başka bir bölgede kayak yapma şansınız var. Bu manada deniz, dağ, salon sporlarıyla ilgili, kongreler sağlık turizmi inanılmaz imkânlar sunuyor. Konserler bir defa Aspendos gibi büyük anfi tiyatro ve imkânlarda yapılıyor. Yani ören yerleri ile iç içe. Ayrıca şöyle bir hadise düşünmemiz lazım, hala bizim kırsalımızı siz en iyi şekilde sunuyorsunuz. Ürünlü, İbradi, Akseki, Elmalı, Korkuteli’nin değişik yerleri gibi buralarda ki otantik yaşamı farklılığı biz iyi sunduğumuz zaman ki turisttin aradığı budur, bu bölgelere turistler gelmeye devam edecektir.
 
Sayın Valim, çalışmalarınızda özellikle EXPO 2016’ya ağırlık veriyorsunuz. EXPO ‘ya baktığımızda özellikle turizmin çok önemli bir dalı, Dünyada birçok ülkeye gittiğiniz zaman fuarlar birbirlerini ülkeleri aynı soluğu aynı nefesi ve ticareti getiriyor baktığınız zaman. Bizim Antalya’da gerçekleşecek olan EXPO çalışmalarımız nasıl gidiyor?
EXPO tabi bir prosedüre tabii. Bu uzun ve yorucu prosedürü Antalya başarıyla tamamladı. Başarıyla tamamlarken özel idaremizin, belediyemizin, Sanayi Ticaret Odamızın bütçesinden paylar verilerek bu noktaya gelindi. Hiçbir katkı alınmadan… Ancak bir noktadan sonra Sayın Başbakanımızın çok özel destekleri oldu ve onun sonrasında Tarım Bakanlığımızda bu organizasyonun devri ve kanun tasarısı ile bu süreç tamamlandı. Şu anda kanun tasarısı mecliste, inşallah en kısa zamanda bu da tamamlandığı zaman artık yol haritamızın önemli bir bölümü kat edilmiş olacak. Bundan sonrada turizm tarım bakanlığımızın başkanlığında oluşturulacak olan kurullar ve komiteler ile çalışmalar devam edecek. Ancak bu çalışmalar sürerken biz de bir taraftan kamu kurum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile 2013 için “bütçeniz nedir”, “projeniz nedir” bunların hazırlığını yapıyoruz. Bu çalışmaları devam ettiriyoruz. Hakikaten üst üste yapmış olduğum toplantılarda büyük bir moral ve motivasyon buldum. Zira onlarca değil yüzlerce proje, yüzlerce farklı fikir ve kaynağı da var olan fikirler bunlar, bize EXPO’da en yapacağımız anlamda ciddi bir ışık tutuyor.
 
Sayın valim; halka yakınsınız... Birkaç gezinizde bende izledim izlenimleri hatta gazete bölümümde de bunu dile getirdim. Halk sizi çok yakın buluyor. Halk sizden ne istiyor?
Bizim tabii ki tek amacımız hizmetteki faaliyetteki buradaki amacımız nedir? Halkı güven ve huzur içinde, müreffeh bir yaşantı içinde görmek onlara bunu sağlamak. Diğer taraftan da yaşam kalitelerine azıcık da olsa katkı sağlayabilirsek ne mutlu bize... Bu manada halk şunu ister, meşhur bir söz vardır, “siz ne yaparsanız yapın asıl olan kişilerin hissettikleridir”. Şimdi biz onlara eğer samimiyetle, “biz mesaimizi sizin için harcıyoruz, sizlerin güvenliğini, sağlığını düşünüyoruz. Sizin daha yaş güzel ortamda yaşamanız için gayret ediyoruz ve ekibimizi bu manada iklimlendiriyoruz. O iklimi yaratmaya çalışıyoruz” imajını verdiğimiz zaman zaten halk fazla bir şey beklemez. “Demek ki idaremiz bizim için çalışıyor der” ve ondan sonra sorunlarını ilettikçe de ilgilenildiğini görmek ister elbette ki. Biz de mesaj olarak ve bizzat gelenleri halı altına süpürmüyoruz. Mutlaka ilgileniyoruz. İlgilendiğimizi gösteriyoruz. Ve çözüm odaklı çalışıyoruz. Yani şunu öteleme, bunu erteleme değil; mutlaka, “o sorun önemli” diyerek masaya yatırmaya çalışıyoruz. Bunun ötesinde gündemimiz yok mu? Belirtmiş olduğum yaşam kalitesini arttırmaya anlamında gündemimiz yoğun tabii ki. O günün gündemini de yerine getirmeye çalışıyoruz.
 
Halk arasında da size, “Çözümcü Vali’ diyorlar. Bu çok önemli çözümlere hemen odaklanıyorsunuz. Vatandaşlarımızda bunu söylüyor. Hani bugün git yarın gel demediğiniz için halk bu anlamda son derece memnun ben paylaşıyorum bunları zaman zaman. Efendim Antalya Valiliği çok özel şöyle ki dünyanın bütün kalbi Antalya’da atarken tabii ki diğer valilerimiz de görevlerini başarıyla sürdürüyor ama siz kendinize zaman ayırıyor musunuz? Bu kadar yoğunluk içerisinde?
Tabii insanların mutlu olma alanları farklıdır. Bazen gidersiniz güneşin altında yatarsınız bundan çok büyük keyif alırsınız. Bazen bir şezlong üzerinde kitabınızı alırsınız bundan büyük keyif alabilirsiniz. Bazen dağlara tırmanırsınız, bazen spor yaparken alırsınız. Ama bunların içerisinde en keyifli olanı bir sorunu çözmektir. Hele ki bundan birçok insan etkileniyorsa, bundan yarar sağlıyorsa bunun çözümünü görmek bu saydıklarım içinde insana en büyük keyif veren olaydır.
 
Bugün bir gazete çıkarmış olsak gazetenin genel yayın yönetmeni adına siz bir manşet atsanız. Antalya adına neler söylersiniz?
Yeryüzünün cenneti... Tek kelime bu… Yani bir şekilde bu cennetin kokusunu almak, burada bir şekilde yaşamak, burada bir şekilde zaman geçirmek bana göre bütün dünya insanlarının hakkıdır diye düşünüyorum. Bu hak içinde bizim o fırsatı tanımamız sunmamız gerekiyor.
 
Sizi gençler okuyor ve izliyor. Gençler çok önemli, onlar geleceğimizin eserleri, onlara çok güveniyoruz da çünkü çok güzel bir iletişim çağında yaşıyorlar. Sizde bir babasınız geçlere neler öneriyorsunuz?
Dün 85 yaşında bir büyüğümüz ziyaret etti beni, İsmet İnönü dahil birçok insanla çalışmış. Değişik seviyelerde çalışmış kaymakamlık yapmış. O dedi iki; “Hayatta iki şeyi çok önemsiyorum, bir iş bir eş” dedi. “İşinizi ve eşinizi seçerken mutlaka biraz akılla hareket etmelisiniz” dedi. Ben de bu duymuş olduğumu aynen aktarmak istedim. Yani bu meşhur kova hikâyesindeki iri taşları iyi yerleştirirlerse, onun üzerine gelecek her şey hoş gelir sefa gelir…
 
Yıllara baktığımız zaman iletişim çağında radyolar vardı. Daha önce gramofonlar, radyolar, televizyon artık internet’te bir çağ yaşıyoruz. Bunları tabi ki çağa göre de ayak uyduruyoruz. Basını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Basın bir idareci için kulağı, gözü, ulaşamadığı eli olarak mutlaka takip ediyoruz. Basının bu manada bizim duyamadığımızı, göremediğimizi bizim önümüze sunuyor olması çok çok anlamlı. İhmal edilemeyecek şuanda ki en önemli enstrümanlardan bir tanesi. Ama şunu istiyoruz; mutlaka pozitif yaklaşılmasını… Olumsuz haber daha fazla ilgi görüyor olabilir. Ama yapıcı olmasını bekliyoruz. Antalya’da da bu manada önemli bir iklim oluşturuldu. Ben hepsine sizin aracılığınız ile teşekkür etmek istiyorum. Bu kentte yaşıyoruz, bu kentin kazancı, geleceği için bizlerin geleceği için ne kadar olumlu şey varsa bunu paylaşmak, bununla manşet oluşturmak her açıdan çok daha önemli… Çünkü kötüyü sürekli ön plana çıkarttığınız zaman bundan etkilenebilecek birçok insan da olabilir. Kırıcı, parçalayıcı değil tam tersi yapıcı olanlar daha büyük kabul görüyor. Hem kamuoyunun önünde kabul görüyor. Bu basın kuruluşumuz içinde önemli bir imaj oluyor.
 
“Antalya marka tanınmışlığı açısından şuanda kat etmiş olduğu nokta ile çok ön planda. Hatta bazen Antalya’yı bir ülke olarak tanıyanlar bile var.”
 
Bu arada fuarlara gidiyorsunuz. Zaman zaman Antalya’nın güzel isimleriyle beraber iş dünyasıyla katılıyorsunuz. Yurt dışında Antalya’ya bakış açısı nasıl?
Antalya marka tanınmışlığı açısından şuanda kat etmiş olduğu nokta ile çok ön planda. Hatta bazen Antalya’yı bir ülke olarak tanıyanlar bile var. Ama bu yeterli mi? Biraz önce bahsetmiş olduğumuz hususları bir araya getirdiğimiz zaman hala yeterli değil. Turizmcilerin memnuniyetsizliğinden veya yeni yapılan tesislerden biz bunu sürdürülebilir kılmamız için mutlaka bu tanıtımı bu imajı daha yüksek bir seviyeye getirmemiz gerekmektedir. Ama imaj olarak batkımız zaman Antalya lüks otelleriyle, kaliteli hizmetiyle güvenli bir bölge olarak tanınmakta bilinmektedir. Biz bundan büyük sevinç duymaktayız.
 
Son olarak daha fazla meşgul etmek istemiyorum yoğun bir temponuz var. Turizm ve ticaret adına Antalyalılara neler söylemek istiyorsunuz? Antalya’nın arka bahçesine baktığımız zamanda bir organize sanayimiz var. Çiçek bölümümüz çok fazla bunlarla ilgili de düşünceleriniz nelerdir?
Bu husus birkaç saat üzerinde konuşmayı gerektiren bir konu. Antalya’da yaşayan herkes, nerede doğarsa doğsun Antalya’ya gelmişse bu noktadan sonra Antalyalı, kentine sahip çıkmak zorunda. Hep ifade ettiğim gibi kentin bir sakini gibi değil sahibi gibi hareket etmeli. Bu manada basın için söylediğim aynı şeyleri halkımız içinde söylüyorum. Pozitif eleştirilerle yaklaşmak zorundayız. Bireysel bir takım kaygılarımızı çıkarlarımızı değil ağırlıklı olarak bütün kamuoyunun ve Antalya’nın geleceğini düşünmek zorundayız. Zira bizlerin hem makamlarındaki süreleri hem ömür olarak çok uzun değil. Ama Antalya’da bizim çocuklarımızın torunlarımızın geleceği Antalya’nın geleceği anlamında mutlaka biraz daha gayretli ve fedakâr davranmak zorundayız. Bunu hangi anlamda söylüyorum. Ağırlıklı olarak imar anlamında söylüyorum. Antalya’nın modern bir şehir olması otantizmini farklılığını koruyarak devam ettirebilmesi için mutlaka fedakârca davranmamız ve yapılan makro planlara uymamız gerekiyor.
 
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Son olarak bütün Antalyaspor’a başarılar diliyorum. Gayet güzel gidiyor. Bu sene maçlarımızı da üniversite stadyumunda yapacağız. Dolayısıyla hiç kimse endişe etmesin. Gayet rahat bir şekilde maç seyretme imkânımız olacak. İnşallah 100. Yılda yol almaya başladı. Orada da stadyumumuz yükselmeye başladığı zaman büyük sevinç duyacağız ve daha rahat edeceğiz. Herkese selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Antalya’yı ve bütün dünya 11 milyon yabancı gelip izlerken, yaşarken, tatil yaparken siz bundan uzak durmayın. Sizin bölgelerinizin tanınması için, farlılıklarınızın bilinmesi içinde Antalya’yı bir enstrüman olarak idarecilerimiz kullansın diyorum.

 
Okulunun kapısındaki taşların altında kalarak can verdi
 
Duvarı yıkan otomobil,işyerine daldı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İpek Böceği Kozasından hediyelik eşya yapıyorlar
Osmanlı'dan bugüne 1500 yıllık gelenek olarak bilinen, ipekli kumaşlara ...
Eş katilinin ‘Mesaj’ iddiasını,telefon kayıtları doğrulamadı
Antalya'da yılbaşı günü cep telefonuna geldiğini iddia ettiği bir mesaj ...
Ramazan ayı turizmi fazla etkilemiyor
Antalya'nın Kemer ilçesinde yerli ve yabancı turistler otel havuzlarını ...
 
Survivor Taner’in gökyüzünde korku dolu anları
Survivor 'Ünlüler- Gönüllüler' yarışmasının en renkli yarışmacılarından ...
Kemer’de 5 dekarlık ormanlık alan yangında zarar gördü
Antalya'nın Kemer İlçesi'nde akşam saatlerinde henüz belirlenemeyen nedenle ...
Ataması yapılmayan öğretmenlerden KPSS için suç duyurusu
ANTALYA'da atama bekleyen bir grup öğretmen, 2012 KPSS'de soruların çalınarak ...
 
Antalyalı çapkınlar fena yandı
ANTALYA'da yurt dışından getirdikleri yabancı uyruklu kadınları para karşılığı ...
Müteahhit intihar etti
Antalya'da oturan müteahhit 52 yaşındaki Nuri Çetin, kendisine ait ruhsatlı ...
12 yaşındaki Faruk’un organları 3 kişiye hayat oldu
Antalya'da dedesine ait tabancayla intihar girişiminde bulunan ve hastanede ...
 
Dursun Gündoğdu
Bu CHP, onları vekil bile yapar
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Cumhuriyeti kutluyoruz
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Katliam yasasını geri çekin
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Ekim'de Terazi burcunda gerçekleşecek Güneş Tutulması ile sizin için bir çağ kapanıp bir çağ başlıyor. Hayatınızın ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva