Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayelerinde kurulan bir gazeteciler konseyi var.

Güya, medya mensuplarının üyesi olduğu dernek bu…

Gazeteciler aynı zamanda bir partinin gelen başkanı olan bir kişinin himayesine girer mi?..

Burası Türkiye ise girer ve hiç şaşırmam…

Şaşırmadım da…

Ama böyle bir dernekte, aşağıda yazacaklarım da olur?..

Ne olmuş söyleyeyim…

İktidara yakın gazetecilerin kurduğu bu konsey, Alanya’ya 381 yabancı basın mensubu davet etmiş, bir de gece düzenlemiş…

Bu gecenin baş konuğu da Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu…

Sayın bakanın küresel medya ile ilgisini inanın anlamadım…

Hani dışişleri bakanı olsa neyse…

Ulaştırma bakanı ne iş?..

İlgisi olsa olsa haberleşme ve bilgi teknolojileri konusunda olmalı…

Çünkü telefon, uydu işleri falan ona bağlı…

İyi de Tacikistanlı, Azerbaycanlı gazetecinin Türkiye’nin uydusu ile 5 G’si ile veya ulaştırma bakanıyla ilgisi ne?..

Bizim Türk gazetecilerle ilgisini de kuramadım…

Eskiden olsa anlardım, ilgisi var derdim…

Misal; eskiden telefonda sarı basın kartı sahibi gazetecilere basın indirimi vardı, artık yok.

Eskiden THY, basına yüzde 50 indirim yapıyordu, o da kaldırıldı.

Eskiden basın kartını gösteriyor, bakanlığın işlettiği vapurlara, trenlere bir yerden bir yere göreve giderken bedava biniyordunuz.

Bu hakların hepsi de bu iktidar döneminde buhar oldu. 

Peki, bu indirimleri kaldıran bir bakanlığın başındaki zat-ı muhtereme bu ödülü vermek de neyin nesi?..

Bu gazeteciler konseyinin başındaki muhterem Alanyalı…

Hani sayın bakan Alanya’ya Antalya’ya bir şey mi yaptı da ödülü kaptı…

O da yok…

Bu bakanlığa kim geldiğiyse, her seçim döneminde bir hızlı tren teranesi söyler durur…

Ama tren ne gelir, ne gider…

Sadece seçim döneminde müjdesi gelir, seçim bitince siyasilerle birlikte o hayali tren de gider…

Bakan hazır Antalya’ya gelmiş, bir de ödül almışken, onun gazıyla bir tren müjdesi daha vermiş…

Ne demiş;

“Antalya’ya da inşallah İstanbul’dan başlayan, Burdur üzerinden inşallah yüksek hızlı tren hattımızı getireceğiz.”

Bir cümlede iki ‘İnşallah’…

İşimiz, inşallaha, maşallaha kaldı anlaşılan…

Bakan, konuşmasında Antalya tren projesi bittiğini de söylüyor.

Madem öyle açıklayın bakalım…

Misal, hızlı trenin Antalya’daki istasyonu nerede olacak?..

Antalyalılar, hızlı trene nerede binecekler, nerede inecekler?..

Proje bittiyse, istasyonun yeri yurdu bellidir.

Ada, parsel onu da açıklayın bilelim…

Misal; Burdur üzerinden gelecekse, rayların geçeceği güzergahları da bilmek bizim hakkımız değil mi?..

Proje hazırsa, o güzergahlar belli değil midir?..

Söyleyin, isim isim, ilçe, ilçe…

Bakın, bu iktidar döneminde 6 ulaştırma bakanı görev yapmış…

En çok görev yapan da Binali Yıldırım…

Sonra sırasıyla Lütfi Elvan, Ahmet Arslan, Mehmet Cahit Turhan, Adil Karaismailoğlu ve şimdiki bakan Abdulkadir Uraloğlu o koltuğa oturmuşlar.

Google’a, ‘Antalya’, ‘Tren’ ve ‘Müjde’ diye yazın hepsinin ismi çıkar…

Bir de eski bakan, Alanyalı vekil Mevlüt Çavuşoğlu’nun ismini unutmayalım…

Saymadım ama belki de en çok müjdeyi o vermiştir…

Ya arkadaş, 2014 yılında, Antalya tren hattının sadece projesi için o zamanın parasıyla 9 milyar 180 milyon TL ayıran bu bakanlık değil miydi?..

Aradan 11 yıl geçmiş, bakan ‘Proje hazır’ diyor ama ne olduğunu açıklamıyor.

Ben trenden umudumu kestim bari karayollarını düzeltin…

Antalya, yakın şehirlere, ilçelerine bağlantı yollarıyla lime lime dökülüyor.

Bırakın asfaltı, bir çizgi bile çekilmiyor.

Kepez’den Döşemealtı’na, oradan da Burdur’a giden güzelim yola, müteahhitlere para kazandıralım diye köprüler yaptırdılar.

Geçerken bu köprülerin altına bir bakın…

Yıllar oldu yapılalı, molozları hala duruyor.

İnsan bir peyzaj yapar değil mi?..

Bir dostum ile konuştum geçen gün…

Yürüyüş yaparken Ukraynalı bir arkadaşına rastlamış… Bu zengin Ukraynalı Döşemealtı’nda bir villa alıp yerleşmiş…

Bizim arkadaşa demiş ki;

“Ukrayna yıllardır Rusya ile savaş halinde… Gidin Kiev’e bakın… O savaşan ülkede, böyle moloz, çer çöp göremezsiniz.”

Bir Antalyalı olarak biz de buna isyan ediyoruz.

Ama merkezi hükümet de, yerel yönetimler de bizi kandırmakla meşguller.

Al birini, vur ötekine…

AKP’lisi CHP’lisi fark etmiyor.