Bir yıl kadar önceydi…

Medyada, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Seyit Sertçelik'in kendisine danışman atandığı haberi çıktı.

Çok iyi hatırlıyorum, bazıları, ‘Danışmanın danışmanı mı olur?’ diye tiye almıştı meseleyi…

Ben de duyunca şaşırmıştım…

Ama bugün gördüm ki, bazen danışmana da danışman gerekiyormuş…

Misal; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başdanışmanı Kenan Nuhut’a da bir danışman kesin şart…

Neden mi?..

Anlatayım…

CHP’de geçtiğimiz yılın sonuna, yani aralık ayına kadar seçimle gelen CHP Spor Kurulu yönetim kurulu üyeleri MYK’nın bir yönergesiyle seçme ve seçilme haklarını kaybetmişler.

CHP gibi, seçimi demokrasinin gereği sayan ve her yerde savunan bir partiden böyle bir şey beklenir mi?..

Beklenirmiş…

Geçen aya kadar, spor kurulu yönetim kurulu üyeleri, partinin il kurul temsilcilerinin katılımıyla yapılan bir kongreyle belirleniyormuş.

Yani 81 ilden sporu bilen, spordan anlayan CHP’liler, Ankara’da buluşuyor ve yönetim kurulu üyelerini seçiyorlarmış.

Sandık konuluyormuş ortaya ve demokratik bir sistemle belirleniyormuş yöneticiler.

Fakat bu bizim başdanışman efendi, yani Kenan Nuhut, allem etmiş kallem etmiş, genel başkanın kafasına girmiş, seçimi ortadan kaldıran karara imza attırmış.

Eeee, peki ne olmuş…

Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz ağustos ayında spor kurul başkanlığına Başdanışman Kenan Nuhut’u atamış…

Sonra genel başkan 21 Aralık 2020’de MYK’ya bir önerge sunmuş, seçim gitmiş, sandık ortadan kalkmış…

Nuhut’ta, seçimle gelen yönetim kurulu üyelerine bir yazı gönderip yönetim kurulunun lağvedildiğini bildirmiş.

Resmen spor kuruluna darbe yapılmış…

Demokrasi askıya alınmış…

Mübarek Nuhut efendi, amacına ulaşmış, apoleti bol yıldızlı paşa misali genel başkanın atamasıyla CHP Spor Kurulu Başkanı olmuş…

Bari yönetim kurulunu seçimle belirleyin değil mi?..

Nuhut paşamız, atamayla geldiği için yönetimi de atamayla belirlemiş haliyle…

Başdanışman, spor kurulu başkanı olarak önce kendine bir başkan vekili atamış, sonra bir yardımcı, bir de koordinatör…

25 yönetim kurulu üyesini de kendi seçmiş…

Bunlardan birini geçenlerde yazmıştım.

Bol yıldızlı paşa danışmanımızın yaveri de yönetim kuruluna girmiş…

Yavere görev tevdi edilirken, genel başkan ve başdanışmanı da objektife gururla poz vermişler.

Seçimi kaldırmanın, sandığı hükümsüz kılmanın gururuyla bunu da sosyal medya hesabından paylaşmış yaver efendi…

Ben söyleyenin yalancısıyım… İddia bu ya, güya başdanışman, çaycısını, çorbacısını, arkadaşını, dostunu kim varsa yönetime getirmiş…

Atamayla Spor Kurulu Başkanı olan başdanışman 28 kişiyi kendi atadıktan sonra hızını alamamış, 10 kişilik de bilim kurulu oluşturmuş.

Spor bu…

Boru değil…

Onun da bilimi olacak herhalde…

38 atamayla getirdiği, bir de kendi toplam 39 kişi başlamış CHP’nin spor politikalarını belirlemeye…

Partinin sporla ilgili stratejik planını hazırlamaya…

Spor mevzuatını izleyip, yanlış ve eksiklerin giderilmesi için genel başkana önerilerde bulunmaya…

Kendisi atamayla Spor Kurulu Başkanı olan başdanışmana ve atamayla gelen yönetim kuruluna bir de şu görev verilmiş;

“Spor federasyonlarının seçimlerini ve çalışmalarını izlemek, gerektiğinde rapor hazırlamak.”

Atamayla gelenler, seçimle gelenleri izleyecekmiş…

Sayın Kılıçdaroğlu, şunu çok merak ediyorum…

Cumhurbaşkanlığı başdanışmanına danışman atandığını duyduğunuzda güldünüz mü, kınadınız mı bilmiyorum ama bakın işte, aynı şey sizin de başınıza gelmek üzere…

Bence hemen başdanışmanınıza bir danışman atayın…

Atayın ki, size sunacağı önerileri bundan sonra danışmanına danışmadan getirmesin…

Son kurultayda, “Milletin vekilini genel başkanlar değil, milletin kendisi seçecektir” diyerek tüm Türkiye’de ön seçim sandığını işaret eden Kılıçdaroğlu’na sandığı kaldırtıp kendisini Spor Kurulu Başkanı atatmak hakikaten büyük maharet ister.

Bu danışman bunu başarmıştır, kutluyorum…