Pelin Akil şarkıcı olmaya karar verdiğini açıkladı
Pelin Akil şarkıcı olmaya karar verdiğini açıkladı
Özgür Özel'e saldırı davasında 3'üncü duruşma
Özgür Özel'e saldırı davasında 3'üncü duruşma
Antalya'da otel konforunda deniz manzaralı yurt
Antalya'da otel konforunda deniz manzaralı yurt
Cumhuriyet savcısı öldürüldü
Cumhuriyet savcısı öldürüldü

Serpil Nur Abiral

Kıyılar kimin?..
4 Eylül 2025 Perşembe

Antalya’nın turizm cenneti Kemer’de geçtiğimiz günlerde sahilde bir denetim yapıldı. Görevliler otelleri uyardı, şezlongların denizden geriye çekilmesini istedi. İki otel kurala uydu, (Fame Otel ve Türkiz Otel) ama çoğu aynı tas aynı hamam… Kıyı şeridi hâlâ işletmelerin gölgesinde. Kıyılar halkındır, otellerin değil dense de ne yazık ki öyle olmuyor…

O gün sahilde dikkate değer bir olay yaşandı. Genç bir adam, havlusunu serdi, kulaklığını taktı. Kimseyi rahatsız etmeden oturuyordu. Birden güvenlik görevlileri geldi:
“Turist rahatsız olmuş, kalkmanız gerek.”

Ne tuhaf! Rahatsız olan, müziğini kendi kulaklığından dinleyen genç değil, güneşin ücretsiz doğmasından huzursuz olan turizm düzeni sanki…“Turist rahatsız oldu, kalkın!”

Pardon ama hangi turist, hangi hakla? Hangi yasa diyor ki güneşi görmek için para ödeyeceksin, denize bakmak için loca kiralayacaksın? Nedense yıllardır turiste ‘’sahil bize ait’’ diye bir hikaye anlatılıyor

Adam sakince cevap verdi:
“Ben size ait bir şeyi kullanmıyorum. Polis çağırın. Burası sizin değil, halkın malı” dedi. Ne dedi?.. Aslında anayasanın söylediğini tekrar etti.

Ve aslında bu söz, gerçeğin ta kendisiydi. Çünkü anayasa açık: Kıyılar halkındır, kimseye devredilemez. Otelin şezlonguna oturmak elbette doğru değildir, ama bir havluyu kuma sermek de yasak değildir.

Allah Allah! Rahatsız eden neydi? Havlunun kuma değmesi mi, yoksa “parası ödenmemiş güneş ışığı” mı?

Bugün Kemer’de yaşanan bu tablo, aslında Bodrum’dan Çeşme’ye, Alanya’dan Marmaris’e kadar uzanan ortak bir sorunun aynasıdır. Turizm adı altında, halkın denizle bağı koparılmakta, kıyılar parça parça kiralanmaktadır. Şunu artık yüksek sesle söylemek lazım;

Kıyı milletin ortak malıdır. Oteller şezlongunu geriye çeker hizmetini verir ama kimse halkı denizden kovamaz. Kemer’de sadece yıldızlı oteller yok pansiyon ve küçük işletmeler de var peki orada kalanlar nereden girecek denize?

Bu sorun nasıl çözülecek inanın bilemiyorum, gün geçtikçe daha da zorlaşarak çıkıyor karşımıza…

Tamam halk sahile gelmeli ama bu bir piknik alanına gider gibi de olmamalı… Gördüğüm bir olay aklımdan çıkmıyor, 5 yıldızlı bir otel, sahilini de halka açık bir şekilde düzenlemiş, her şey kanuna uygun da benim yurdum insanı nereye nasıl gidecek onu anlayamamış! 7/8 kişilik bir aile ellerinde piknik tüpü, şemsiye, piknik masa ve sandalyesi, büyükçe bir hasır, çaydanlık 5/6 alışveriş poşeti ile geldiler (bu arada otelin tam yanı halk plajı) turistlerin önüne yerleştiler! Görüntü ne yazık ki hiç hoş değildi. Otel görevlileri çaresiz: Onların bıraktığı pisliği temizlemek zorunda değiller, karışsalar ceza ödemek zorundalar… Hafta sonları o güzelim Phaselis koyları, Alacasu Koyu ve birçok sahilimizin de durumu içler acısı… Halk sahili kullansın; ama temiz ve saygılı bir şekilde. Denize girmek ile piknik yapmanın ayrı şeyler olduğunu bilerek.. Aksi halde turist karşısında itibarımız zedeleniyor ve sahillerimiz hunharca kirletiliyor.  

Turizmin gelişmesi elbette ki önemlidir. Yabancı turistin memnuniyeti de. Ama bu uğurda, ülkenin kendi insanı denizden uzaklaştırılıyorsa, işte orada bir yanlış vardır. Çünkü kıyılar bir otelin, bir işletmenin değil, halkın ortak hakkıdır.

Belki de sormamız gereken soru basit:
Bugün Kemer’de deniz kimin? Ve yarın, başka sahillerde güneş hâlâ hepimize doğacak mı?

Unutmayalım: Şezlong kalkar, otel yıkılır; ama deniz hep halkındır.
Güneş herkese doğar, deniz de herkesin olmalı.

Bu gün bir savcı sokakta hunharca öldürüldü

Sokaklardan hayvanları topluyorsunuz, soruyorum: hayvanlar toplanıyor sokaklar güvende oldu mu? Ya da çocuklarımız kadınlarımız yani tüm halkımız güvene kavuştuk mu?

Savcının boğazının kesilerek öldürülmesi hatırlatıyor ki tehlike hayvanlarda değil; insanlar ne kadar vahşi, saldırgan ve acımasız olabiliyor… Kanun yapıcılar zararsız canları değil, topluma zarar veren bu yaratıkları toplayıp adalet önüne çıkarması ve en ağır şekilde cezalandırması gerekiyor…

Suçun kaynağı insan şiddetidir, hayvanlar değil.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dursun Gündoğdu
Antalya'da vurgun yiyen iş insanlarının tam listesi
YAZARLAR
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Kıyılar kimin?..
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Zaferler haftası
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
Antalya Kepez’de bitmeyen elektrik çilesi
İsa Altun
İsa Altun
Tatile çıkarken...
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Yeni Başhekim hızlı başladı
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Yapay Zeka bizi nasıl görüyor ?
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Eylül'de Satürn'ün geri hareketle Balık burcuna dönmesi bu hafta sizi görünür olmayan yüklerle daha fazla yüzleştirebilir; ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva