Bir sanatçının Manifest tutuklamaları üzerine söylediği söz aslında her şeyi özetliyor:
“Kim kaynanasıyla yatmış, kim geliniyle kaçmış, kim kimin kocasını baştan çıkarmış diye akşama kadar Esra Erol izleyen insanlarsınız. Manifest’in toplumun ahlakını bozmasından hangi ara endişelendiniz?”
Gurubun suçu; ’’danslarının örfe uygun olmaması!’’ Ve ne olduğunu anlamadan onları izleyen 12 ila 16 yaş gurubunun şoku..
“Gençlerini susturan, geleceğini de satar; tarih bunu affetmez.”
İroni bu ülkede çoktan gerçeğe dönüştü. Kemal Sunal’ın filmlerinde güldüğümüz “Köprü satılık” cümlesi artık trajik bir manşet. Köprü satılır mı? Satıldı! Limanlar, yollar, fabrikalar… Satılmayan ne kaldı? Memleketin iliği kemiği sökülürken hâlâ koltuk hesapları yapanlar için bu utanç yetmez mi?
“Satılan köprüler değil, asıl satılan bu halkın umutlarıdır.”
Ülke batarken, millet açken, gençler fikirlerinden ötürü hapisteyken ana muhalefet liderinden hâlâ ses yok. Kılıçdaroğlu’nun bu sessizliği, seçim zamanı canla başla yanında olan, kaybettiğinde üzülen, kazanması için çalışan milyonlarca insanda büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Bir koltuk gerçekten bu kadar mı kıymetli?
Ve Gürsel Tekin’in “çaycılıktan servet imparatorluğuna” uzanan hikâyesi… Halk asgari ücretle yaşam savaşı verirken bu zenginlik masalı vicdanları sızlatmıyor mu?
“Bir ülkeyi yıkmak için bombaya gerek yok, sessiz liderler yeter.”
Üstelik bir başka trajikomik manzara da trafikte karşımıza çıkıyor: Arabasına “özel araç” ya da “basın aracı” yazısı yapıştırıp, üstüne sahte çakar takanlar…
Kimin neyin özel aracı olduğu belli değil. Bakkalın arabası mı, müteahhidin makam aracı mı, yoksa apartman yöneticisinin gururu mu? Eskiden filmlerde gülerdik böyle sahnelere, “yok artık” derdik. Ama şimdi sokaklarda gerçeğini izliyoruz. İşte ahlak, işte düzen! Gençlerin hayalleri suç sayılırken, trafikte bile sahtekârlık ve torpil serbest.
Gençler tutuklanıyor, halk açlıkla boğuşuyor, ama bir avuç ayrıcalıklı sahtekâr trafikte bile imtiyaz peşinde koşuyor. İşte bu, sadece ahlaksızlık değil; sistemin göz göre göre çürüdüğünün kanıtı
Ülke yangın yeri. Satılan köprüler, susturulan gençler, yoksulluktan inim inim inleyen halk… Ama siyasetin en kritik koltuklarında derin bir sessizlik…
“Millet açken, gençler hapisteyken koltuğa sarılanların tarihi çoktan yazıldı: utanç.”
![]() ![]() |
![]() |
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |