Turgut Güngör
Ant içmek, söz vermektir. Eski dönemlerde taraflar parmaklarını keser, kanlarını kadehlerdeki içeceklere akıtır ve birbirlerine böyle söz verirlerdi. Sonraları dinsel etki ile söz vermek, yemin etmeye dönüştü. Yemin, dini kökenli bir yaptırımdır. Türkiye Cumhuriyeti'nde ant içmek deyimi kullanılır. Söz vermek ve yemin etmek bir güvencedir.
Türk ulusunun yeminlerinde, "Devlet, vatan, bağımsızlık, hukuk, demokrasiye" öncelikle vurgu yapılır. Anayasaya bağlılık, Atatürk ilke ve inkılapları, laik Cumhuriyet, milli dayanışma, insan hakları, temel özgürlükler üzerine, yemin ağırlığında namus ve şeref sözü verilir.
Askerler, polisler, güvenlik güçlerinin çeşitli kademelerinde görev yapanlar, silaha el basarak yemin ederler. Yemin kutsaldır. O yemini edene güvenilir, sözü kabul edilir.
MECLİS'TE ANT İÇER
Cumhurbaşkanı, göreve başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kürsüye davet edilir ve antiçer. O ant, bir anlamda kutsaldır, millete ve tarihe verilen sözdür.
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma" diye başlayan "Ant", Cumhurbaşkanına ağır sorumluluk yükler.
Devlet bağımsız kalacak, vatan ve millet bölünmeyecek, millet kayıtsız şartsız egemen olacaktır.
Cumhurbaşkanı bu ilkeleri koruyacaktır. TBMM önünde söz verir. Ant şöyle devam eder:
"Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma..."
NAMUS VE ŞEREFİNE
Cumhurbaşkanı, metnin bu bölümünde çok daha ağır sorumluluklar yüklenir, "anayasa, hukuk, demokrasi, Atatürk ilkeleri ve inkılapları, laiklik, Cumhuriyet" başlıklarında halka söz verir.
Cumhurbaşkanının TBMM'deki yemini şu şekilde devam ediyor: "Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma..."
Cumhurbaşkanı, bu bölümde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının huzuru ve refahına, milli dayanışma ve adalet anlayışına, insan hakları ve temel özgürlüklerine vurgu yapıyor.
Son bölüm daha da anlamlıdır: "Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarih huzurunda namusun ve şerefim üzerine ant içerim. "
MİLLETVEKİLİ YEMİNİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak ve yüceltmek, damarlarında asil kan akan her Türk'ün birinci görevidir. Cumhurbaşkanı tarafsız olmak, görevini bütün gücüyle yapmak için Türk ulusuna namus ve şerefi üzerine ant içer.
Milletvekili seçilenler TBMM kürsüsünden şu metni okurlar:
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim."
Ant veya yemin üzerinden, Türk ulusunun saygın ve kutsal değerlerini tartışmak üzücüdür.
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |