Nihal Candan'ın babası: Hatalıyım

Geçtiğimiz günlerde anoroksiya nevroza hastalığına bağlı olarak hayatını kaybeden fenomen Nihal Candan'ın babası Hakan Candan kızı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Sabah gazetesinden Tuba Kalçık, yazısında Hakan Candan'ın konuşmalarına yer verdi. Kara para aklama, dolandırıcılık gibi suçlarla anılmasının, kızının psikolojisini çok kötü etkilediğini belirten Candan, cezaevine girdikten kısa süre sonra eşiyle ayrılık yaşamasının da her şeyi daha da zorlaştırdığını belirtti.

Hakan Candan'ın açıklamaları şu şekilde:

Soru: "Kızınızı kaybettiniz. Neler söylemek istersiniz?"

"Bir insanın bu hayatta yaşayabileceği en büyük acıyı yaşadım. Ben inançlı bir insanım, tevekkül ediyorum. Allah'tan geldi, onun takdiri. Sabrediyorum. Allah dayanma gücü versin."

"Nihal hiç beklemediği bir anda cezaevi süreci yaşadı. Kızım yaşadığı bu sürece tahammül edemedi. Haksızlığa uğradığını düşündü. Kızım aslında kendisinin şikayetçi olduğu, uzaklaştırma kararı aldırdığı eski erkek arkadaşının örgütünün üyesi olduğu iddia edildi. Bu durum da kızımı çok yıprattı. Kara para aklama, dolandırıcılık gibi toplum tarafından olumsuz görülen suçlarla anılması, kızımın psikolojisini çok kötü etkiledi. Cezaevine girdikten kısa süre sonra eşiyle ayrılık yaşaması da daha da zorlaştırdı her şeyi. Cezaevi koşullarıyla ilgili herhangi olumsuz bir şey yaşamadı. Ama içerideyken eşiyle yaşadığı sıkıntılar eklenince, Nihal'in hastalığı orada başladı."

'EN BÜYÜK HATA KIZIMDAYDI'

Soru: "Kızınızın hata yaptığını düşünüyor musunuz?"

"Hayatta başımıza gelen iyi ya da kötü şeylerde temel etken insanın kendisidir. Nihal de yanlışlar yaptı. Nihal neden böyle insanlarla bir arada oldu? Sıkıntılı insanların bulunduğu ortamlarda olması, arkadaşlık etmesi hatadır. Bu noktada en büyük hatanın kızımda olduğunu düşünüyorum."

Soru: "Ebeveyn olarak çocuklarınızı yetiştirirken eksik yaptığınızı düşündünüz şeyler var mı?"

"Olan iyi ya da kötü her şey insanın kendisinden kaynaklanıyor. Çocuklarımın yaptığı hatalardan birinci sorumluluk onlarda ama ikinci sorumluluk ailesinde yani bizde. Çocuklarımı doğru bireyler olarak yetiştiremediğim için bu hataları yaptılar. Kendimi bu noktada eleştiriyorum. Her ne olursa olsun verdiğimiz ahlaki bilinç, toplumsal değer yargılarıyla çocukların kendilerini bu olumsuzluklardan uzak tutmayı sağlayabilirdik. Ama bunu yapamadık. Kendimi eleştiriyorum. Ama acizliğimi ve çaresizliğimi de bu noktada söylemek isterim. Nihal'in olumsuz davranışları, toplumun yadırgadığı hareketleri toplumda yanlış algıların oluşmasına neden oldu. Tam da bu noktada kızımı yeterince ahlaki değerlerle donatamadığım için kendimi bir baba olarak eleştiriyorum. Keşke yapabilseydim ama yapamadım, başaramadım. Bundan sonra diğer kızlarım için daha dikkatli davranacağız."

Soru: "Anne-babalara neler söylemek istersiniz?"

"Çocukların her istediklerini yapmayın. Çocuklar kırılmasın diye onlara çok anlayışlı davrandığınızda yanlış yollara sapabiliyor. Sonra kurtarmak zor oluyor. Çocuklarının şöhret olmak için farklı tavırlarını gördüklerinde onları medyadan uzak tutmak için ellerinden geleni yapsınlar. Biz ortalama bir Türk ailesiyiz. Ben de eşim de memur. Ben Konyalıyım, eşim Mersinli. Bizim gibi memur bir aileden gelen çocuklarım, şöhret dünyasına girince sapıttı. Kızlarımın dengesi bozuldu. Çünkü ait olmadıkları bir dünyaya girdiler. Olmadıkları bir kimlik yarattılar. Konuşmaları, tavırları değişti. Nihal de ait olmadığı şöhret dünyasına girince her şeyi olumsuz etkilendi. Şöhret dünyasında yaşadıklarına katlanamadı. Bahar'ı da şöhret dünyasından uzak tutmak için elimden geleni yapacağım. Bu olaydan sonra daha da dikkatliyiz. Çocuklarımı İstanbul'dan uzaklaştıracağım. Bu ortamdan korumak için ne gerekiyorsa yapacağım. Candan ailesi olarak böyle tatsızlıklarla anılmak yerine keşke güzel şekilde anılsaydık. Ama olmadı. Bu şekilde gündeme geldiğimiz için Türk halkından özür diliyorum."

'KARARINA RIZA GÖSTERDİM'

Soru: "Nihal Hanım'ın evliliğini onaylamış mıydınız?"

"Ben çocuklarımın evliliğine müdahil olmam. Ben sadece ilkesel olarak nasıl bir insanla evlenmeleri gerektiğini söylerim. Onaylamak ya da onaylamamak gibi bir durum olmaz. Ben Nihal'in kararına rıza göstermek zorunda kaldım."

"Eşiyle yaşadıklarından dolayı Nihal Hanım'ın çok yıprandığına dair haberler de çıktı. Siz neler söylemek istersiniz?"

"Nihal'i esas yıpratan kara para aklama, dolandırıcılık gibi suçlamalarla içeriye girmesi oldu. Kızım bu konuda haksızlığa uğradı. İçeriye girdikten sonra eşiyle sorun yaşamaya başladı. İkincil etken eşiyle yaşadıkları oldu. Nihal'in eşine bu noktada haksızlık etmemek gerekiyor."

'YENİ KİTABIMI OKUMAK İÇİN HEYECANLA BEKLİYORDU'

Soru: "Kızınızla en son ne konuşmuştunuz?"

"Sağlığını yeniden kazanması için iyi beslenmesini tavsiye etmiştim. Bir de Nihal'in çalıştığı avukatlık bürosunda kendisi için yaptığı kariyer planlamasını konuşmuştuk. Yeni kitabım çıkacaktı, onu okumak için heyecanla bekliyordu. 'Baba bir an önce kitabını getir' demişti."

'BAHAR'IN KURTULMASI İÇİN DESTEK ALACAĞIZ'

Soru: "Diğer kızınız Bahar Candan'ı nasıl korumayı düşünüyorsunuz?"

"Keşke kızımı kaybetmeden bir şeyleri başarabilseydik ama olmadı, kader. Yaşadıklarımızdan ders alarak, iki kızımı da sorunlardan uzak tutmak için mücadele edeceğim. Bahar'ın bu travmadan kurtulması için psikolojik destek alacağız. Kızlarımı medyadan uzak tutmaya çalışacağım. Ama geçen gün bir televizyon kanalı eşimi aramış. Küçük kızım da acıyla kontrolsüz şeyler söylüyor. 18 yaşından küçük kızımın acıyla söylediği şeyleri yayınlamaması gerekiyor. Medya bu konuda daha hassas olmalı. Reyting uğruna bunlar yapılmamalı. Kızlarım zaten büyük bir travma yaşıyor, bundan dolayı da yanlış yapabiliyorlar. Mesela geçen gün Bahar'ın helva yaparken verdiği poz tartışma konusu oldu. Arkadaşları kendi dünyalarına göre destek olmaya çalışıyor ama toplum tarafından yadırganıyor. Acıyı bile popülizm malzemesi haline getirmemek gerekiyor. Garip bir sosyal medya girdabı var. Bu girdap hem bizi hem de çocuklarımı döndürüyor. Daha önce başaramadım ama şimdi kararlı biçimde çocuklarımı bu girdaptan çıkarmak için mücadele edeceğim. Bahar'ı hem geleneksel hem de sosyal medyadan uzak tutmak için elimden geleni yapacağım."

'TELEVİZYON GERÇEK KARAKTERİNİ YANSITMIYORDU'

Soru: "Kızınız bir yarışmaya katılarak ünlü oldu. Siz babası olarak 'Kızım keşke yarışmaya katılmasaydı' diyor musunuz?"

"Ben haberdar olduğumda kızım zaten yarışmaya katılmıştı. Eğer öncesinde bilseydim engel olmak için elimden geleni yapardım. Yarışmaya girdikten sonra da buradan bir an önce kurtul desem de faydasız. O alana girdikten sonra da kızım tanınırlığının hazzını almış oldu. Bilinir olmanın cazibesi kızımı içine çekti. O saatten sonra da ne yaparsanız boş. Sistem zaten sizi oraya doğru çekiyor. Şöhret olmak güzelmiş gibi görünebilir ama aslında büyük bir tehlike. Kızım tanınır olmasaydı, bunları da yaşamayacaktı. Kızım ünlü olduktan sonra kültürel, ekonomik ve sosyal olarak ait olmadığı bir dünyanın içine çekildi. Ve bu dünya kızımı cezbetti. Kızım bu dünyaya uyum sağlamak için de rol yapmak durumunda kaldı. Televizyonda ya da sosyal medyadaki davranışları gerçek karakterini yansıtmıyor. Rol yapıyordu. Kızlarım yarışmada onlara verilen senaryoyu oynadılar. Her şey kurgu olunca, kızlarımın konuşmaları bile değişti. Ait olmadıkları bir dünya kızımı sersemletti. Ve ardından gerçeklerle yüzleşince de büyük yıkım yaşadı."

(Odatv.com)