Bugün size bazı güzelliklerden bahsedeceğim…

Hep ekşın olmaz…

Bazen içimizi açan tatlı konulara girip siyasetin sisli ve puslu havasını dağıtmak lazım değil mi?..

Bu yazıda, kimseyi kırmadan, dökmeden güzel bir konudan bahsedeceğim; turizmden…

Geçen gün akşam saatlerinde bir grup gazeteci toplaşıp Belek’deki Ela Excellence Resort’a gittik.

Kapıda muhteşem bir karşılama…

İkramda sınır yok…

Sağolsunlar, patron olsak böyle karşılanırdık.

Personelinden, yöneticilerine kadar hepsi güler yüzlü, cana yakın…

İçlerinde uzun süredir sektörde görev yapan tanıdıklar da vardı.

Bunlardan biri yılların turizmcisi Tarkan Duman…

Hepsiyle selamlaştık, lobide oturduk eskileri yad ettik, günümüze kadar geldik…

Ela Excellence Resort, yaz kış açıkmış…

Doluluk yüzde 95 civarında olmuş…

580 küsur odalı tesiste binin üzerinde personel hizmet veriyormuş…

Her oda için 2 personel…

Stardardın çok çok üstünde bir sayı…

Sonra orta yere, ‘Ne olacak bu turizmin hali?’ diye sorduk.

Biz gazetecileri oraya davet eden turizmin kompedanı Hüseyin Baraner, ‘Bekleyin Avrupa’nın en büyük seyahat acentesi RTK Grup Genel Müdürü Thomas Bösl bunun cevabını akşam yemeğinde size verecek” dedi.

Biz de akşam yemeğinde ona sorduk.

Ama geç sorduk…

Çünkü, öyle mükellef sofra hazırlamışlar ki…

Yemekten kafamızı kaldıramadık.

Menüdeki mezeleri say say bitmez..

Adaçayında demlendirilmiş ahtapot söğüşünü ilk kez yedim mesela…

Damla sakızlı balık çorbası muhteşemdi…

Sushi’nin kızarmışını ilk kez denedim…

Ballı Yunan peynirinin ucundan azıcık aldım, bıraktım.

Yunanlılara gıcıklığımdan değil, rejimdeyim o yüzden…

Ondan sonra gelenleri hiç saymayayım…

Ama fıstıklı baklava burgeri görünce rejimi falan orada bıraktığımı söylemeliyim.

Neyse, ballı börekli ziyafeti geçip gelelim asıl konumuza…

RTK, Avrupa genelinde 4 binden fazla seyahat acentesini bir araya getiren en büyük acente ittifakı…

Sıkı durun… Yıllık seyahat satışı yaklaşık 6 milyar Euro…

Bu ittifaka, Fransız acente kooperatifi Tourcom’u da katmışlar…

Fransa’daki 1.000 acente ve 2,5 milyar Euro ciroya sahip bu ağla Avrupa’daki konumları daha da güçlenecekmiş...

RTK’nın bu hamlesi, Türkiye’ye de yarayacak.

Son verilere göre, Avrupa’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında 5’nci sırada olan Fransa, belki de daha önlerde yer alacak.

Bösl’ün bana göre en çarpıcı sözü benim de katıldığım şu cümlesi:

“Sürdürülebilir turizm, yerel halkın fayda gördüğü ve desteklediği modellerle mümkündür.”

İşte, bütün mesele bu…

Bizim turizmcilerin pek görmediği, görmek de istemediği bir perspektif…

Bösl, ‘30 yıl sonra sizi hâlâ motive eden nedir?’ sorusuna ise yine içten bir cevap veriyor:

“Sektöre tutku ve Türkiye ile güçlü ortaklık: güvenilir insanlar, yenilikçi otelcilik ve zengin destinasyon çeşitliliği.”

İzniyle bu cümlenin içinden cımbızla iki kelimeyi çekeceğim…

Ne diyor?..

“Güvenilir insanlar”

Biri hemen yanında oturuyor…

Türkiye’nin gönüllü turizm elçisi Hüseyin Baraner’e övgüler dizmesi bu yüzden…

Ona güveniyor ve gece boyu teşekkür ediyor…

Türkiye pazarının büyümesinde onun payı olduğunu söylüyor ve hakkını teslim ediyor.

Ne diyelim?..

Türkiye’de turizm adına söz söyleyenler, Ankara’da turizmin en tepesindekiler kadir kıymet bilmezken, bir Alman turizmci, değer, kıymet biliyor, helal olsun…

Bösl özetle diyor ki;

2025 Türkiye için iyi ama kolay bir yıl olmadı.

Peki, Bösl’e göre eksilerimiz, hatalarımız var mı?.. Tabi ki var… İşte o söyledikleri:

“Erken rezervasyon yapan misafirler iyi bir fiyat-performans dengesi yakalayabildi ama otel fiyatlarındaki ciddi artış yüksek sezondaki talebi frenledi.”

“Fiyatlandırmadaki esneklik ve seyahat acenteleriyle iletişimde eksiklik var. Bu yüzden fiyata duyarlı aileler kısa vadede Mısır ve Bulgaristan’a yöneldi.”

“Pazarlama sürekli olmalı; acentelerde görünürlük belirleyicidir.”

Bösl’e göre artılarımız daha çok…

“Bir çok otelci kaliteye yatırım yaptı. (Misal; Ela Excellence Resort Belek, 40 milyon Euro harcayarak oteli yenilemiş) Hizmet, gastronomi ve renovasyonlar belirgin biçimde iyileşti.”

“Birçok partner otel 2026’da daha ılımlı fiyat ayarlaması yapması gerektiğini anladı.”

“Türkiye hâlâ Avrupa’nın aile tatili cenneti”

“Spor, golf, tenis; özellikle de wellness, fitness ve “longevity” programları açısından Türkiye çok iyi konumlanmış durumda.”

Yemekte, Bösl’e en ilginç soru bizim Alaattin Özuzun’dan geldi…

Dedi ki; “Türk’e çok benziyorsunuz, bir yanınız Türk mü?”…

Cevap daha da ilginçti:

“Olabilir, çünkü 35 yıldır Türkiye’ye gidip geliyorum ve hep rakı içiyorum.”