Kemer’de doğa, hızla değil vicdanla buluşmalı.

Keşke “Kemer’de doğa, hız ve cesaret buluştu” başlığı gerçekten bir uyumu anlatsaydı.
Oysa hızın doğayı ezdiği yerde buluşmadan değil, çelişkiden söz etmek gerekir.
Spor elbette değerli, ama Kındılçeşme gibi hassas sahiller motor parkuru değil, korunması gereken yaşam alanları olmalı.

KEMER’İN İNCİSİ KINDILÇEŞME…

Bir zamanlar çam kokusuyla, denizin maviyle yeşili buluşturduğu bir sığınaktı. Caretta carettaların sessizce yumurta bıraktığı, insanların nefes aldığı bir doğa parçasıydı. Şimdi ise ağır iş makinelerinin izleriyle, egzoz dumanlarıyla ve gürültüyle anılıyor.

“Sea to Sky” adı verilen motokros yarışları uğruna bu doğal cennet bir kez daha rantın ve gösterişin kurbanı oldu. Sekiz buçuk saatlik bir “eğlence” için binlerce yılda oluşmuş bir ekosistem göz göre göre yok ediliyor.

Ve ne yazık ki bu, Kemer’de ya da Antalya’da ilk değil. Her yıl farklı bir bahane bulunuyor: turizm, tanıtım, yatırım… Ama sonu hep aynı: doğanın katli.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi bu kez sessiz kalmadı. Yaptıkları basın açıklaması bir uyarıdan çok feryat gibiydi.
Doğaya verilen zararın derhal durdurulmasını, sorumlular hakkında cezai işlem başlatılmasını ve Kındılçeşme’nin rehabilite edilmesini istediler.

Ayrıca hepimizin merak ettiği soruyu da sordular:
Bu yarışa kim izin verdi?
Hangi kamu kurumu, koruma altındaki bir alanda ağır iş makinelerinin çalışmasına göz yumdu?

Kındılçeşme, zaten yıllardır belirsizlikler ve anlaşmazlıklarla halktan koparılmış bir alan. Şimdi bir de üzerine “spor turizmi” adı altında doğa tahribatı ekleniyor.
Oysa çevreyi korumak bir tercih değil, bir zorunluluktur.
Caretta carettalar, kampçılar, yürüyüşçüler, o çam ağaçlarının gölgesinde serinleyen her canlı bu doğanın hak sahibidir.

Antalya’nın, Kemer’in doğası; reklam uğruna toz toprak içinde kalacak bir pist değildir.
Doğa, “gösteri sahası” değil, yaşam alanıdır.

Artık sorumluluk bizdedir.
Birileri doğayı “yarış pisti” olarak görüyorsa, birilerinin de o doğanın vicdanı olması gerekir.
Kındılçeşme sadece bir sahil değil, çocuklarımızın geleceğidir.
Sessiz kalırsak, bir gün nefes alacak yer bile bulamayacağız.

Doğa konuşmaz belki ama sessizliğiyle çok şey söyler.
Biz o sessizliği duymayı öğrenmezsek, kaybedecek olan sadece Kındılçeşme değil, biz olacağız.

 Son söz;

Kemer’in çocukları denize motor sesiyle değil, dalga sesiyle uyanmayı hak ediyor.

“Doğa intikam almaz, sadece dengeyi hatırlatır.”

 “İnsanın doğaya ettiği, sonunda kendine ettiğidir.”